PFSA25

KODUYLA %25 YENİ YIL İNDİRİMİNDEN YARARLANMAK İÇİN

Gün
Saat
Dakika
Saniye

Haftalık Galatasaray Takım Analizi: Galatasaray – Trabzonspor (Cemil Tekin)

Maçtan önce Galatasaray’ın yanında Trabzonspor’un form durumu, oynadığı futbol ve oyuncu profilleri dikkate alındığında sezonun şu ana kadarki en keyifli karşılaşmalarından birisi olmasını öngörüyordum. Çünkü Trabzonspor, birçok mevkide sahip olduğu oyuncu profilleri ve birbirini tamamlayabilmeleri ile Galatasaray’a karşı antitez üretebilecek durumdaydı.

Özellikle çok beğendiğim Folcarelli ve Oulai ikilisinin, Galatasaray’ın merkezdeki sahipsiz top kazanma başarısını kısıtlayabileceğini düşünenlerdendim. Çünkü Davinson’un yokluğunda Lemina’nın konfor alanından daha geride stoperde konumlanması Galatasaray’ın merkez kurgusu için soru işaretleriyden birisiydi.

İlk yarıda Trabzonspor’un Galatasaray’ı iyi analiz ettiğini gördük. Folcarelli ve Oulai ikilisinin şu ana kadar olduğu gibi birbirini tamamlaması Galatasaray’ın oyunu sağlıklı şekilde kurgulamasının önüne geçti. Galatasaray oyunu çizgiye indirdiğinde ise Wagner Pina’nın Barış Alper’e kurduğu üstünlüğü izledik. Galatasaray’ın toplu oyundaki bu etkisizliğinin nedenlerinden birisi elbette ki oyunu doğru zamanda demlendiren ve takım arkadaşlarını doğru bölgelere yönlendiren İlkay’ın yokluğuydu. Bu durum, şu ana kadar ligde karşılaşılan enkaliteli takım olan Trabzonspor karşısında daha fazla hissedildi. Hal böyle olunca Galatasaray acele ve doğaçlama aksiyonlarla topu üçüncü bölgeye taşımaya ve rakip ceza sahasına girmeye çalıştı. Ancak özellikle Batagov’un dinamizmi ve doğru alan karşılaması bu noktada Trabzonspor’a büyük avantaj sağladı. Trabzonspor, rakip karşılamadaki bu başarısının yanında hücum geçişlerini sağlıklı kurgulayabilse gole daha yakın taraftı. Ancak maçtan önce herkesin kafasında soru işareti olan Lemina-Onuachu eşleşmesinde inanılmaz bir Lemina performansı izledik. Gerek Onuachu’nun sırtı dönük oyununa doğru zamanda ve agresif temasla cevap verebilmesi gerekse de savunma önündeki agresifliği Trabzonspor’un Onuachu’nun servisleri üzerinden gelişecek geçişlere yönelik planına ket vurdu.

Oyuncular arasındaki ikili mücadelelere baktığımızda Lemina’nın Onuachu ile girdiği 7 ikili mücadelenin tamamını kazandığını görüyoruz. Onuachu gibi bir santrafora karşı fazla alışık olmadığı bir mevkide oynayarak bu rakamlara ulaşması müthiş bir başarı.

Galatasaray’ın ilk yarıda istediği oyunu oynayamamasının ispatlarından birisi de bir anlamda maçtaki hücum hareketi başına izin verilen pas sayısı verisi. Galatasaray’ın ilk yarı ve ikinci yarıda Trabzonspor’a izin verdiği pas sayısında yaklaşık 2 kat fark mevcut. Bunda Trabzonspor’un ikinci yarının belli bir döneminde birinci bölge önü karşılamaya geçmiş olmasının etkisi olsa da Galatasaray’ın ikinci yarının büyük bölümününde oyuna hükmettiğini ve tempoyu belirlediğini söylemek mümkün.

Yine takımların hücum yönlerine baktığımızda Galatasaray’ın özellikle sağ kanat üzerinden hücumlar geliştirdiğini görüyoruz. Merkez üzerinden kurgulanan hücum oranının ise önceki maçlara oranla düştüğünü söylemek mümkün. Bunda Folcarelli ve Ouali ikilisinin varlığı etkili olsa da Galatasaray adına maçın en etkisiz isimlerinden Yunus’un kendini gösterememesinin de etkisi büyük. Aslında Yunus’un maça çizgide başlayıp oyunun akışında de facto şekilde merkezleştiği ve blok arasına yerleştiği sekanslarda çok daha etkili işler yaptığını düşünüyorum. Hatta Galatasaray kadrosunda rakip bloklar arasında +1 oyuncu olarak yerleşme işini en iyi yapan isim olabilir. Ancak salt merkezde konumlandığı anlarda Yunus’un rakibin savunma ve merkez blokları arasında kaybolduğunu söylemek mümkün. Çizgiden merkezleştiği anlarda ise daha manipülatif bir oyuncuya dönüştüğü gibi bu sekanslarda topla buluştuğunda merkezden dripling ile rakip bloklar deldiğini söylemek de mümkün. Kısacası Yunus’un ilk yarıdaki etkisiz futbolu da Galatasaray’ın merkezdeki bağlantı oyuncusunu bulmasını son derece zorlaştırdı.

Kaldı ki Galatasaray’ın pas örgüsüne baktığımızda önceki maçlardan çok uzak bir görüntüyle karşılaşıyoruz. Sezonun şu ana kadar olan bölümünde merkezde çok daha yoğun bir pas trafiğine sahip olan Galatasaray’da çizgideki pas yoğunluğunun daha da artığını görüyoruz. Bahsettiğim gibi bu durumun ortaya çıkmasında ilk yarıdaki Trabzospor’un dinamik görüntüsünün etkisi büyük.

Oyunun kanada yığıldığı anlarda ise Galatasaray’ın çoğunlukla Sane’nin driplinglerine mahkum olduğunu söyleyebiliriz. Verilere de yansıdığı üzere; Galatasaray’ın en fazla dripling denemesinde bulunan oyuncusu 12 girişim ile Sane iken, yine en fazla başarılı dripling yapan ismi de 5 dripling ile Sane. Barış Alper’in sadece 3 başarılı dripling ile oynaması ister istemez oyunun sağdan kurgulanmasına neden oldu.

Galatasaray, ikinci yarıda topa hükmeden futbolun getirdiği aksiyonlar sonrasında maçı alacak pozisyonları yakalasa da tam olarak istediği oyunu oynayamadığını düşünüyorum. Bunda Davinson ve İlkay’ın yokluğu büyük etkendi. Çünkü merkezde Lemina ve Torreira gibi ikisigorta ve agresif oyuncu, Trabzonspor’un merkezdeki dinamizmine özellikle ikinci topları kazanma konusunda karşılık verebilir, bu isimlerin önünde daha özgür rolde oynayacak bir İlkay, Galatasaray hücumlarını daha akışkan hale getirebilirdi. Ancak uzun maratonda bu tarz maçların yaşanması son derece doğal. Bırakılan iki puanın Galatasaray adına telafisi mümkün bir kayıp olduğu fikrindeyim.

Trabzonspor’un da doğru yolda olduğunu söylemek mümkün. Çok büyük paralar harcamadan, doğru profillere giderek iyi işler yapılabileceğinin ispatı niteliğinde bir takım. Özellikle Folcarelli ve Ouali ikilisinin merkezdeki tamamlayıcı rollerini keyifle izlemeye devam ediyorum. Fakat ne Muci ne de Okay bu iki ismi tamamlayacak profiller olmaktan uzaktalar. Devre arasında bu ikilinin oyununu daha da yukarı çıkaracak bir ekleme veya kadro içinden bir müdahale ile çok daha keyif veren, etkili bir takım olmaları olası.

 

Cemil Tekin

Bu Yazıyı Paylaşabilirsin!

X
WhatsApp
LinkedIn
Telegram
Facebook

Diğer Yazılarımız

PFSA İLE FUTBOL KARİYERİNE BAŞLA

Futbolda scouting eğitimlerinde dünya devi olan PFSA’nın kursları ile futbol kariyerinizde emin adımlarla yükselin!

BİLGİ ALMAK İÇİN: