PFSA25

KODUYLA %25 YENİ YIL İNDİRİMİNDEN YARARLANMAK İÇİN

Gün
Saat
Dakika
Saniye

Beşiktaş Takım Analizi ve Fenerbahçe Derbisi (Ulaş Aral)

Merkezdeki Gerçek!

 

Beşiktaş son haftalarda topun peşinde değil, topa yeniden sahip olmayı, pas temposunu bulmayı, oyunun ritmini dikte etmeyi deniyor. Ama bir yandan da temas gücü, agresifliği, o “Beşiktaş karakteri” biraz kaybolmuş gibi. Şimdi karşısında bu eksikliğin üzerine basmayı çok iyi bilen bir rakip var: Tedesco’nun Fenerbahçesi.

Fenerbahçe artık merkezde bir kimliğe sahip. Kağıt üzerinde 4-2-3-1 gibi duran ama sahada 3-5-2’ye, hatta topa sahipken 3-1-4-2’ye dönüşen bir yapı. Asensio sağ içte oyun kurucu gibi hareket ediyor, İsmail Yüksek Alvarez’in yanından kopup 8 numara pozisyonuna top taşıyor, ön alanda presin ilk halkasına katılıyor. Bu sayede Fenerbahçe merkezde üçlü bir akış oluşturuyor; Alvarez tek pivot olarak dengesini koruyor, Nene sağ çizgide genişliği sağlıyor, Semedo geri üçlüye opsiyon oluyor. Yani Fenerbahçe hem topa sahip oluyor, hem sahayı açıyor, hem de merkezde çoğalıyor.

Bu kadar kalabalık ve doğru yerleşen bir merkez, Beşiktaş gibi hâlâ denge arayan bir takımı kolaylıkla içine çekebilir. Çünkü Beşiktaş’ın zayıf halkası belli: merkez bağlantısı. Ndidi savunmada güçlü ama oyun kurulumunda zayıf. Orkun Kökçü bu açığı kapatmak için geriye geldiğinde, Rafa da Černý de ona yaklaşıp pivotluk yapabilecek isimler değiller. Böyle olunca, topun yönü kadar Beşiktaş’ın şekli de bozuluyor. Takım geriye yaslanıyor, merkezde tek pivot kalıyor, pres yapısı kopuyor. Orkun Kökçü kaleden uzaklaşıyor, Abraham ile duvar olabilecek bir isim kalmıyor, Beşiktaş’ın koşucuları etkisiz oluyor. Oysa Beşiktaş’ın son haftalardaki verileri başka bir şeyi anlatıyor: Gol beklentisi her maçta yükseldi, pas isabeti arttı, topa sahip olma oranı geri kazanıldı. Ama PPDA — yani rakibe izin verilen pas sayısı — dengesiz: bir maçta 4, birinde 20, diğerinde 10. Yani Beşiktaş hâlâ “ne kadar baskı yapacağını” tam bilmiyor. Bu derbide bu kararsızlık cezaya dönüşebilir. Çünkü Tedesco’nun takımı bu tip gri alanlarda, merkezden top çevirip kanada genişlediği anda cezayı kesiyor. Bu yüzden Beşiktaş’ın bu maça üçlü merkez fikriyle çıkması şart. Demir Ege sakat, Kartal Kayra düşünülmüyor ama alternatif orada: Salih Uçan altı numarada, Ndidi sağ içte (Leicester-Maresca), Orkun sol içte. Bu üçlü hem pas hattını genişletir, hem top kaybı sonrası tepki süresini kısaltır. Çünkü bu maçta Beşiktaş için mesele topa sahip olmak değil — top kaybının ardından ilk beş saniyede hayatta kalmak.

Kasımpaşa maçında topa %67 oranında sahip olan bir Beşiktaş vardı ama ikili mücadele kazanma oranı sadece %46’ydı. Bu derbide aynı senaryo tekrar ederse, Fenerbahçe’nin merkez kalabalığı topu değil, maçı da alır. Ama Beşiktaş dengeyi kurar, orta sahayı üçler ve Rafa Silva’yı biraz daha özgürleştirirse, Abraham’ın sırtı dönük oyunuyla birlikte üçüncü bölgede nefes alabilir. O zaman Fenerbahçe’nin merkez üstünlüğü etkisiz hale gelir, çünkü oyunu artık Beşiktaş yönlendirir.

 

Ulaş Aral

Bu Yazıyı Paylaşabilirsin!

X
WhatsApp
LinkedIn
Telegram
Facebook

Diğer Yazılarımız

PFSA İLE FUTBOL KARİYERİNE BAŞLA

Futbolda scouting eğitimlerinde dünya devi olan PFSA’nın kursları ile futbol kariyerinizde emin adımlarla yükselin!

BİLGİ ALMAK İÇİN: