Lige verilen aradan sonra Stanimir Stoilov ile ligin iyi top oynayan takımlarından olan Göztepe’ye karşı Galatasaray’ın neler yapabileceği merak konusuydu.
Galatasaray son haftalarda olduğu gibi yine dörtlü bir savunma düzeniyle sahaya çıktı. İkinci bölgeden itibaren ise yine Yunus’un sık sık merkezleştiği, Torreira-Sara-Yunus-Mertens’ten oluşan bir mid box sekansları gördük. Göztepe ise Matsuki-Dennis-Miroshi merkeziyle Galatasaray’ın ikinci bölgede olan üstünlüğünü kırmaya çalıştı. Oyunun genelinde de başarılı olduklarını söyleyebilirim. Sara ve Torreira’nın merkezde toplamda sadece 4 tane sahipsiz top kazanmasından bunu anlayabiliriz.
Göztepe’nin merkezdeki bu kompakt yapısı Galatasaray’ın üretkenliğini düşürdü diyebilirim. Kaldı ki Galatasaray’ın bu tarz takımlara karşı özellikle son haftalarda zorlandığını gördük. Bunda Galatasaray’ın üçlüden tekrar dörtlü savunmaya dönüşte yaşadığı sorunlar etkili diye düşünüyorum. Lige verilen aradan önce takımların özellikle Abdülkerim’in bölgesini ve half spaceleri işlediğini görmüştük. Göztepe ise bu maç özelinde Romulo ve Tijanic ile Davinson ve Kaan arasındaki half spaceleri işledi. Özellikle ilk yarıda bu ikilinin Davinson üzerine yaptığı koşular Galatasaray savunmasını zorladı.
Göztepe’nin hücum aksiyonlarının %62’sini bu bölgeden gerçekleştirdiğini görüyoruz. Kaldı ki Göztepe’nin attığı golde de Romulo’nun Davinson arkasına attığı koşu yine sol half space‘den gerçekleşen bir hücum aksiyonuydu. Bunda tabi ki Davinson’un kötü gününde olmasının ve Göztepe sol beki Djalma’nın rahat top kullanmasının da etkisi vardı diyebiliriz.
Galatasaray’ın üçlü savunma düzeninde, dörtlü düzene göre daha kompakt kalabildiğini düşünüyorum. Üçlüde en büyük sorun, takımın sık sık geçiş hücumu yemesi iken son haftalardaki dörtlü düzende Galatasaray’ın set yerleşiminde de savunma zaafiyetleri yaşadığı ortada. Bunu Göztepe karşısında gördüğümüz sekanslar da oldu. Üretkenlikte yaşanan sıkıntılar da görülünce ortaya geçtiğimiz haftalara göre vasat bir futbol çıktı diyebiliriz.
Ancak ikinci yarıda özellikle Sara’nın üç kişiyi oyundan düşüren hat kırıcı pası sonrası gelen gol, Galatasaray’ı galibiyete taşıdı. 2-1’den sonra ise haliyle Göztepe’nin baskısı hissedildi. Özellikle son bölümlerde Galatasaray’ın pas kalitesinin ve ikinci bölgedeki etkinliğinin düştüğünü verilere bakarak da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Galatasaray, üç puanı alsa da oyun gücü olarak belirli noktalarda eksiklikler yaşadı. Özellikle Göztepe’nin merkezdeki kompaktlığını kırmakta zorlandı. Ben Galatasaray’ın transfer dönemindeki takviyelerle birlikte yeniden salt bir üçlü savunma düzenine dönmesi gerektiği kanaatindeyim. Zira dörtlü düzende ve özellikle merkezde kompakt kalabilen dinamik takımlara karşı Sara ve Torreira’nın stoperlerin kadrajına girmekte ve pas opsiyonu olmakta zorlandığı sekansları sıkça görüyoruz. Bu da Galatasaray’ın birinci bölgeden çıkışta sık sık uzun toplar tercih etmesine yol açıyor ve havuza düşen topların kazanılamaması sonrası üretkenlik azalıyor. Üçlü düzende birinci bölgede yer alacak +1 stoper avantajı ile oyun kurulumun daha yukarı seviyelere çıkması muhtemel ki bunu 3-5-2 veya 3-4-2-1 düzeniyle oynanan maçlarda gördük. Özellikle muhtemel bek ve kanat takviyelerini beklemek gerekiyor.
Bireysel performans olarak ise Gabriel Sara izleyenleri kendisine hayran bırakmaya devam ediyor. Oyunun hem savunma hem de hücum kısmında yaptıkları gerçekten takdir edilesi. Top kullanma ve top saklayabilme becerisi ile soğukkanlı oyun tarzı bu sezon Galatasaray’ın oyun gücünü yukarı çeken en önemli bireysel performanslardan birisi. Yunus’un golünde vücudunu son derece manipülatif şekilde ayarlayıp ayağının dışıyla attığı hat kırıcı pas ise iyi oyunun meyvesi oldu diyebiliriz. Ancak her şeye rağmen transfer döneminde Galatasaray’ın yoğun fikstürde rotasyonu genişletmek hatta gerektiğinde kullanmak adına dinamik bir merkez oyuncusuna ihtiyacı var. Çünkü Sara ve Torreira’dan sürekli olarak optimal verimi alabilecek performanslar sergilemelerini beklemek en başta bu iki oyuncuya haksızlık olacaktır.