PFSA25

KODUYLA %25 YENİ YIL İNDİRİMİNDEN YARARLANMAK İÇİN

Gün
Saat
Dakika
Saniye

Haftalık Galatasaray Takım Analizi: Galatasaray – Fatih Karagümrük (Cemil Tekin)

Galatasaray yeni sezondaki ilk iç saha maçına Fatih Karagümrük karşısında çıktı. Osimhen ve Icardi’nin yedek kulübesinde olması nedeniyle yine Gaziantep FK karşısında olduğu gibi en uçta Barış Alper’in olduğu 4-2-3-1 görünümlü bir formasyonla maça başladı Galatasaray. Lige yeni yükselen rakibi karşısında Galatasaray’ın skor olarak rahat bir galibiyet aldığını gözlemlesek de oyunun belli bölümlerinde defoların ve eksiklerin de ortaya çıktığını gördük.

Maçın özellikle ilk 20 dakikalık bölümünde zaman zaman adam adama zaman zamanda alan savunması şeklinde şiddetli bir ön alan baskısıyla başlayan rakibi karşısında Galatasaray’ın bloklar arasında bağlantı kurmakta zorlandığını ve topu sağlıklı şekilde dolaştıramadığına şahit olduk. Ancak 10. dakikada Barış Alper’in ısrarcılığı ve inanılmaz fizik gücü sayesinde Galatasaray 1-0’ı yakaladı. 23. dakikada Doh’un kırmızı kart görmesiyle birlikte rakibinin de artık geride kompakt şekilde karşılamaya başlaması sonrası Galatasaray oyunu rakip yarı sahaya yıkmaya başladı. Ancak oyunun devamında Galatasaray’ın belli bölümlerde üretkenlik sıkıntısı yaşadığını söyleyebiliriz.

Neredeyse 30. dakikaya kadar Galatasaray’ın pozisyon zenginliği konusunda sıkıntı yaşadığını verilerden de okuyabiliriz. Sezonun ilk haftalarında bu durum normal olsa da belli noktalar takım içi yerleşim ve kurgulardan kaynaklı diye düşünüyorum. Fatih Karagümrük maçı özelinde göze çarpan noktalardan birisi; Galatasaray’ın oyunu rakip yarı sahaya yıktığı sekanslarda, topu yavaş dolaştırması ve oyunu sürekli olarak merkezden kurgulama çabasıydı.

Galatasaray’ın saha içi yerleşimine ve oyuncuların ortalama pozisyonuna baktığımızda da bunu net olarak görüyoruz. Genel olarak serbest roldeki Sara’ya ek olarak Yunus ve Sane’nin de iç koridorlar üzerinden merkezleşmesi, hatta Lemina’nın da geçtiğimiz sezona göre Okan Buruk tarafından daha önde konumlandırılması, oyunun merkezde sıkışmasına ve bazı oyuncu yerleşim ve rollerinin çakışmasına neden oldu diye düşünüyorum. Çünkü oyunun sürekli olarak merkezde oynanması ve kurgulanması, geride blok halinde kompakt olarak bekleyen Fatih Karagümrük’ün bu bloklarını aşmak için yeterli olmadı.

Galatasaray’ın rakibi karşısındaki pas örgüsüne baktığımızda da oyunun ikinci bölgenin son metrelerinden itibaren merkeze sıkıştığını görüyoruz. Burada 10 kişi kalmış bir rakip karşısında yapılması gereken, bekleri çizgiye bastırıp rakibin en gerideki bloğunu enine şekilde genişleterek, çizgiden yapılacak bindirmelerle veya iç koridorlarda bek-stoper arasında oluşacak boşlukları işlemek suretiyle rakibin kompaktlığını delmekti diye düşünüyorum. Ancak Galatasaray bunu oyunun büyük bölümünde yapamadı. Çünkü sağ çizgide Sallai’nin daha çok içe kat eden bir oyuncu profilinde olması yanında Eren’in de hareketsiz kalması Galatasaray’ın rakip blokları genişletememesine neden oldu. Örneğin Eren’in en iyi yaptığı işlerden biri olan kanat oyuncusu arkasından bindirmelerini Sane ve Yunus sürekli olarak merkezde konumlandığı için göremedik.

Yukarıda maç içinden aldığım görsel, Galatasaray’ın merkeze yığılan oyununu ve oyuncuların hareketsizliğini daha iyi anlatıyor diye düşünüyorum. Bu sekansta Sallai’nin Sane ile birlikte iç koridora yerleşmesi nedeniyle sağ çizgiden oyunun genişletilemediğini, Yunus ve Barış’ın rakip bloklar arasında kaybolduğunu görüyoruz. Diğer yandan sol çizgide sadece Eren’in konumlandığını, çizgiye basarak veya savunma arkasına koşu atarak kendini gösterebilecek konumdayken 4-5 saniye boyunca inaktif kaldığını görüyoruz. Bu yığılma ve hareketsizlikte takım olarak topu hızlı dolaştıramama, paslaşma hızındaki yavaşlama da son derece etkili.

Yine takımların hücum yönlerine ilişkin veriye baktığımızda da Galatasaray’ın oyunu çoğunlukla merkezden kurgulama çabasında olduğunu görüyoruz. Ancak özellikle 70. dakikadan sonra, öncesinde Osimhen’in oyuna girmesi ardında da Icardi’nin oyuna dahil olmasıyla, Galatasaray kanatlarda çeşitli pas varyasyonlarıyla daha etkili oldu. Kaldı ki ikinci gol de bu şekilde geldi. Ardından 87’de Icardi’nin futbol ve taraftarıyla özlem giderir şekilde sahneye çıkmasıyla Galatasaray maçı 3-0 kazanmayı bildi.

Ligin ikinci haftasında bazı defoların ortaya çıkması her takım adına son derece doğal. Ancak bu maçta, Galatasaray’ın ilerleyen süreçte kapalı savunmaları açma konusunda yaşaması muhtemel sıkıntılarına ilişkin bir fragman izlemiş olabiliriz. Çünkü takımın ikinci bölgeden itibaren ve özellikle rakip yarı sahaya yerleşildiğinde topu çok daha hızlı dolaştırması, atak yönünü değiştirmesi ve hücumları daha akışkan hale getirmesi şart. Bu belli başlı saha içi dokunuşlarla yapılabilir. Torreira’nın savunma önünde konumlandığı, Lemina’nın ise bir iç koridor oyuncusu gibi ikinci bölgede konumlanıp sırtı dönük top alabilmesi ile eksen çevikliği sayesinde topla dönebilmesi ve topla mesafe kat edebilmesi geçtiğimiz sezondan beri şahsen benim kafamda kurguladığım bir plan. Diğer yandan örneğin İlkay gibi yeni oyuncu eklemeleriyle de bu sorunlar aşılabilir. İlkay üzerinden; ikinci bölgeyi çeşitli pas varyasyonları ve kilit paslar sayesinde işleye işleye geçerek veya bir dönem gündeme gelen Hakan Çalhanoğlu üzerinden; ikinci bölgenin ilk metrelerinden itibaren atacağı doğrudan ve hat kırıcı paslarla yapabilirsiniz. Ancak bu maçta da belli sekanslarda gördüğümüz üzere ikinci bölgeyi transit geçmeye yönelik uzun pas denemelerini Galatasaray’ın minimuma indirmesi gerekiyor. Çünkü en azından Fatih Karagümrük karşısında Galatasaray ikinci bölgeyi işleyebilen ve hücumları burada olgunlaştırabilen bir takım olmalı. Bu nedenle Galatasaray’ın merkeze hem rotasyonu genişletecek hem de gerektiğinde doğrudan katkı alabilecek bir ekleme yapması şart.

Son olarak bireysel performanslar açısından Sane’ye değinmek istiyorum. Henüz efektif işler yapamamış görünse de her iki lig maçında da çabaladığını ve belli noktalarda son derece olumlu sinyaller verdiğini söyleyebilirim kendi açımdan. Ancak Galatasaray takımının Sane ile oynamaya ve onunla koordine olmaya alışması gerek. Sane kariyeri boyunca hızlı düşünen ve düşündüklerini hızlı uygulayan bir oyuncu oldu. Ancak bu öngörülemez profili yanında saha içi kurguda sürekli olarak takım arkadaşlarının onu tamamlayan rollerini izledik. Sol çizgi ve sol iç koridor, kariyeri boyunca genel olarak Sane’nin asist bölgesi oldu. Burada kendisine yakın oynayan takım arkadaşlarıyla yaptığı ikiye birler sayesinde rakip savunma bloğunu deldiğini veya çizgiye inerek cut back ortalar yaptığını gördük. Sağ çizgi ve sağ iç koridor ise takım arkadaşlarının saha içi kurgusunda ona alan açtığı, birebir oyunda adam eksiltmelerini ve şutları üzerinden bulduğu golleri izlediğimiz, yani daha çok skor katkısı verdiği bölge oldu. Kısacası Sane, saha içi kurgusunda kendisine yakın oynanması gereken, takım arkadaşlarının katkısıyla önce bireysel performansını ardından takım oyununu yukarı çeken bir profil. Konfor alanından çıkıp yeni geldiği bu lig ve ortamda adaptasyon sürecini atlattığında ve takımla koordine olduğunda çok daha efektif işler yapacağına inanıyorum.

 

Cemil Tekin

Bu Yazıyı Paylaşabilirsin!

X
WhatsApp
LinkedIn
Telegram
Facebook

Diğer Yazılarımız

PFSA İLE FUTBOL KARİYERİNE BAŞLA

Futbolda scouting eğitimlerinde dünya devi olan PFSA’nın kursları ile futbol kariyerinizde emin adımlarla yükselin!

BİLGİ ALMAK İÇİN: