PFSA25

KODUYLA %25 YENİ YIL İNDİRİMİNDEN YARARLANMAK İÇİN

Gün
Saat
Dakika
Saniye

Haftalık Galatasaray Takım Analizi: Galatasaray – Konyaspor (Cemil Tekin)

Frankfurt karşısında alınan düşündürücü ve yıpratıcı mağlubiyetten sonra Galatasaray’ın ligde nasıl bir reaksiyon göstereceği merak konusuydu. Bu yıpratıcı mağlubiyet sonrasında özellikle rakibin elinden geldiğince pozitif futbol oynamaya çalışan ve bu sezon puan kaybettiği maçlarda bile ortaya koyduğu futbolla dikat çeken bir Recep Uçar takımı olması, maçın önemini Galatasaray adına daha da artırıyordu.

Galatasaray maça Singo-Abdülkerim stoper hattı, sol bekte Eren yerine Jakobs, santrafor arkasında da Yunus gibi sezonun bu zamana kadarki diliminde tercih edilmiş kadrolar arasında en farklı kadroyla kağıt üzerinde 4-2-3-1 düzeninde maça başladı. Galatasaray’ın golüne kadarki ilk 20 dakikalık bölümde Konyaspor, şahsen üç büyükler deplasmanında son zamanlarda gördüğüm en planlı ve en sakin Anadolu takımı performanslarından birini sergiledi. Sahaya son derece iyi yayılan, ne yaptığını bilen ve özgüven içerisinde top çeviren bir Konyaspor izledik oyunun ilk bölümünde.

Galatasaray’ın golüne kadarki dilimde Konyaspor’un top hakimiyeti konusunda Galatasaray karşısında ezilmediğini hatta bu dilimin büyük bölümünde üstün oynadığını görüyoruz. Ancak Adil’in yüksekte konumlandığı bir sekansta atılan uzun top sonrasında Konyaspor savunmasının Barış Alper’i karşılamada hata yapması Galatasaray’ın golü bulmasını sağladı. Bu golden sonra oyunun son bölümüne kadar Konyaspor’un belli sekanslar dışında oyunun ilk dilimindeki etkinliğini görmek pek mümkün olmadı. İlk yarının uzatma dakikalarında Icardi’nin attığı gol de Galatasaray’ı kendi evinde büyük oranda rahatlattı.

Okan Buruk’un Konyaspor maçı özelinde bir Liverpool provası yaptığını düşünüyorum. Oyunun belli bölümlerinde rakibin topla oynamasına izin veren, topluca topun arkasına geçmeye çalışan bir Galatasaray izlediğimiz anlar oldukça fazlaydı.

Hücum hareketi başına rakibe izin verilen pas sayısına baktığımızda Konyaspor’un oyunun belli bölümlerinde 16.6, 9.3 ve 13.0 gibi sayıları yakaladığını görüyoruz. Bu sayılar, Galatasaray’ın içeride oynadığı bir karşılaşmada görmemizin çok mümkün olmadığı sayılar. Bunun özellikle Frankfurt maçı sonrası teknik heyet tarafından bilinçli olarak uygulandığını, rakibin belli bölümlerde topla oynamasına izin verilerek bir anlamda Liverpool provası yapıldığı kanaatindeyim.

(Eyüpspor Karşılaşması)

(Konyaspor Karşılaşması)

Yukarıdaki görsellerden ilki Galatasaray’ın Eyüpspor karşısında oyuncuların ortalama pozisyonları üzerinden oluşan pas örgüsü iken ikinci görsel Galatasaray’ın Konyaspor karşısındaki pas örgüsü. Eyüpspor ve bundan önceki lig maçlarında merkezde bir yığılma olduğunu ve oldukça fazla pas yoğunluğunun oluştuğunu görmüştük. Konyaspor karşısında ise takımın daha az ama daha öz bir pas yoğunluğuna sahip olduğunu görüyoruz. Bu da bahsettiğim gibi gerekirse rakibin topla oynamasına izin vermek ve topla daha az temas etmek hedefiyle gelişmiş olabilir. Yani top rakipteyken topun arkasına topluca geçmeyi ve kompakt şekilde bekleyip pas kanallarını kapatmayı denedi Galatasaray bir anlamda. Bunun oyun içinde en yoğunlaştığı dilim ise 3-0’dan sonrasıydı.

Değişiklikler ile birlikte Galatasaray geride Singo-Kaan-Sanchez-Abdülkerim-Sallai’den oluşan bir beşli blokla 5-4-1; zaman zaman da önlerinde Lemina-Sara-Berkan’ın olduğu bir 5-3-2 düzeniyle rakibi karşıladı. Değişikliklerin yapıldığı ve Galatasaray’ın bu düzene geçtiği andan maçın bitimine kadar Galatasaray rakibi karşılama konusunda iyi bir sınav verdi mi? Ben evet diyemem açıkçası.

Konyaspor’un özellikle 70. dakikadan sonra hücumdaki aktifliği ve yarattığı tehlikeler verilere de yansımış durumda.

Galatasaray’ın topun arkasına geçmeyi başarsa bile geride bloklar arasında kompaktlığı net şekilde oturttuğunu, pas kanallarını kapatarak rakip atakları tehlike oluşturmadan sonlandırdığını söylemek güç. Bunda pratiği yapılmamış bir karşılama düzeninin denenmiş olması bir etken tabi ki.

Konyaspor’un bu karambolden golü çıkarması zaten Galatasaray’ın birinci bölgede rakibi karşılamada henüz çok mahir bir takım olmadığını gösteriyor ki sezonun genelinde oyunu rakip yarı sahada oynayan bir takım için bu defolar ve eksikler son derece normal.

Özetle Galatasaray’ın Konyaspor karşısında topu rakibe vererek birinci ve ikinci bölgede rakibi karşılamak adına bir Liverpool provası yaptığını düşünüyorum. Galatasaray bu konuda henüz yetkin bir takım olmasa da özellikle bazı maçlarda Field Tilt oranını dengeleyerek bunu bir alışkanlığa dönüştürebilir. Bunu başarmak demek Galatasaray’ın özellikle Avrupa için bir B planına sahip olması demek.

Son olarak Konyaspor maçı özelinde Sane’nin bireysel performansına değinmekte fayda görüyorum. Sane’ye yapılan eleştiriler giderek artsa da bazı noktalarda şimdilik haksızlık yapıldığı fikrindeyim. Sane’nin oyun içinde çabaladığını ve katkı vermeye çalıştığını görmek mümkün. Konyaspor karşısında 17 ikili mücadeleye girip 9’unu kazanan Sane, takımının en fazla ikili mücadeleye giren oyuncusu. Ancak oyun içinde özellikle Yunus ile rollerinin zaman zaman çakıştığını söylemek mümkün. Yunus’un merkezleştiği ve blok arasında statik kaldığı anlarda, Sane’nin çizgide bire biri yakalaması için manipülatif koşularla ona alan açması şart. Eğer Sane’ye yakın konumlanacaksa onunla pas varyasyonlarına girmeli ve doğru anda onun koşularını ödüllendirmeli. Aksi takdirde Sane takımdan çok daha başka bir oyun oynuyormuş gibi görünmeye devam edecek.

 

Cemil Tekin

Bu Yazıyı Paylaşabilirsin!

X
WhatsApp
LinkedIn
Telegram
Facebook

Diğer Yazılarımız

PFSA İLE FUTBOL KARİYERİNE BAŞLA

Futbolda scouting eğitimlerinde dünya devi olan PFSA’nın kursları ile futbol kariyerinizde emin adımlarla yükselin!

BİLGİ ALMAK İÇİN: