MUHTEŞEM YAZ KAMPANYASINI KAÇIRMA!

PFSA20 KODUYLA %20 İNDİRİMLİ FİYATLAR İÇİN SON;

Gün
Saat
Dakika
Saniye

Haftalık Göztepe Takım Analizi – 10. Hafta: Göztepe – Trabzonspor (Muzaffer Zeyrek)

4 Kasım 2023 tarihinden itibaren İzmir’de mağlubiyet yaşamayan Göztepe’nin rakibi lige istediği gibi başlangıç yapamayarak teknik direktör değişikliği yaşayan ve bir kimlik oturtmaya çalışan Trabzonspor’du. Sarı kırmızılılar geçtiğimiz hafta deplasmanda kaybettiği Eyüpspor maçının yaralarını sarmak isterken Gürsel Aksel’deki olumlu performansını sürdürmeyi amaçlıyordu.

Göztepe ilk 11’ini incelediğimizde sakatlığını atlattıktan sonra bir süre formasını kaybeden Koray Günter’in ilk 11’e yerleştiğini, cezasını tamamlayan Dennis ve Eyüpspor maçının büyük bölümünde kulübede oturarak geçiren Tijanic’in ilk 11’e geri döndüğünü görüyoruz. Ancak maç öncesinde Göztepe taraftarlarını kötü bir sürpriz karşıladı. İzmir ekibinin en dikkat çeken isimlerinden olan Romulo’nun sakatlığı nedeniyle kadroda olmaması adeta soğuk duş etkisi yaratsa da flaş transfer Fofana’nın ilk kez ilk 11’de başlayacak olması da bir nebze teselli oluyordu.

İlk 11 yapısını incelediğimizde Göztepe’nin 3-4-1-2 dizilişi ile sahaya yerleşmesi artık bilinen bir durumdu. 3’lü stoper hattının sağında Bokele, solunda Koray Günter, merkezinde de Heliton yer aldı. Bu hat, hem fizik güç hem de hava hakimiyeti olarak ev sahibine ciddi avantaj sağlıyordu. Sol kanat bekinde yer alan Djalma, yine hücum çıkışlarının adresi olurken; sağ kanat bekte yer alan Ogün, çizgiye katacağı tempo ile öne çıkıyordu. Kart cezasını tamamlayan Dennis, merkez sertliğinin ve top kazanılmasının merkezi olurken; gerek Solet gerek de Tijanic baskı ve top kullanım noktasında Göztepe’nin kalbinde yer alıyordu. İleri ikili Juan ve Fofana da Mendy-Lundstram stoper hattıyla sahaya çıkan rakibine hem pres hem de savunma arkası koşu tehdidiyle epey tedirgin etmeyi amaçlıyordu.

Göztepe’nin oyununu özetlediğimiz zaman topun rakipte kalmasını isteyen ve maç boyu rakibe kuracağı baskı ile geçiş hücumlarını öncelik alan bir anlayış ile karşılaşıyoruz. Bu anlamda maç öncesinde Göztepe’nin Trabzon maçında temel hücum prensibinin geçiş hücumları olduğunu söylemek sürpriz olmazdı.

Wyscout verilerini incelediğimizde Göztepe’nin bu beklentisinin de sahada karşılık bulduğunu görüyoruz. Dakika bazlı topa sahip olma istatistiklerini incelediğimizde maçın başından sonuna kadar Trabzon’un topa sahip olduğu, özellikle de Göztepe’nin 10 kişi kaldığı dilimden sonra Trabzon’un topa sahip olma oranını %75’leri aştığına şahit oluyoruz. Bu pas oranları ev sahibi takım için olumsuz bir durum gibi gözükse de aslında temel planına uygun bir senaryoydu.

Wyscout verilerinden yola çıkarak Trabzonspor’un pas haritasını incelediğimizde pas yoğunluğunun merkezde sıkıştığı, ön hat ile bağlantı sıklığının oluşmadığı ve Göztepe’nin merkezde koyduğu direncin aşılamadığını gösteriyor. Her ne kadar maçın ikinci yarısında Nwakaeme ve Cham ikilisinin oyuna girmesi bağlantı oyununda Trabzon’u öne taşımada bir çözüm üretmiş olsa da Stoilov’un Ahmed ve Matsuki hamleleri Göztepe’nin merkez direncini tekrar arttırdığını gösteriyor.

Konuk ekibin bölgesel top kaybı haritasını ve Göztepe’nin topu geri kazanma haritasını incelediğimizde de Göztepe’nin merkezde kurduğu baskının bir başka kanıtı daha ortaya çıkıyor. Trabzonspor bu bölgede oluşan Göztepe baskısını kıramaması, hem rakip alana yerleşmesini engelliyor hem de Göztepe’nin en güçlü yönü olan geçiş hücumları elde etmesini sağlıyordu.

 

Yukarıdaki görseller Göztepe’nin Eyüpspor ile oynadığı karşılaşma ile Trabzonspor karşılaşmasındaki hücum bölgelerini karşılaştırıyor. Geçtiğimiz hafta Eyüpspor kendi oyunundan feragat ederek topu Göztepe’ye bırakmış, buna karşılık merkezi kilitleyerek Göztepe’yi çizgide sıkıştırmayı amaçlamıştı. Maçın sonunda oyun ve üretkenlik olarak kısır bir Göztepe ortaya çıkmıştı. Trabzonspor maçındaki hücum bölgesine baktığımızda ise ağırlıklı olarak Göztepe’nin merkezden hücum ettiğini görüyoruz. İşte bu durumun açıklaması da Göztepe’nin merkezde koyduğu direnç ve Trabzonspor’a merkezde yaşattığı kayıplar sonrası başlattığı hücumlardır.

Wyscout verilerini maç içinde görsellerle de desteklersek, Göztepe’nin birinci golünün öncesini gösterebiliriz. Solet’in merkezde kazandığı top sonrası koşusuna devam etmesi ve Juan’ın bireysel çabukluğu ile topu taşıması Göztepe’ye ilk golü kazandırdı. Maç içerisinde Göztepe’nin tehlikeli aksiyonlarını incelediğimizde hep bu geçiş hücumlarıyla aksiyonların başladığına şahit olacaksınız.

Göztepe set hücumlarında geriden pasla çıkmayı öncelik alan bir takım değil. Geriden çıkışlarda sıklıkla uzun toplara başvurup düşen topları alarak rakip sahaya yerleşmeye çalışan bir takım. Bu durum aslında eksiklik de yaratabiliyor. Örneğin geçtiğimiz hafta Eyüpspor, önde baskıyı azaltıp rakibini 2. bölgede kompakt bekleyince Göztepe rakip sahaya yerleşmede problem yaşamıştı. Ancak Trabzonspor’un hem bu savunma düzenine sahip olamaması hem de fiziksel olarak Göztepe’ye karşı eksik kalması Göztepe’nin düşen topları almasını kolaylaştırdı. Göztepe’nin rakip sahaya yerleştiği aşamadan sonra Romulo gibi bir oyuncusu olmamasına rağmen merkezde bağlantı fırsatlarını denemeye çalıştığına ancak şutla biten set hücumlarının ise genellikle sol kanat beki Djalma üzerinden gerçekleştiğine şahit olduk.

Wyscout verileri üzerinden Göztepe’nin pas şemasını incelediğimizde merkezde bağlantı fırsatlarının denediğini, sol kanat beki Djalma’nın pas opsiyonu olduğunu ancak sağ kanat beki Ogün’ün pasa etkin şekilde dahil olamadığını görüyoruz.

Wyscout verilerine ek olarak saha içi görselleri incelediğimizde de Göztepe’nin Tijanic bağlantılı sol kanat hücumunda Djalma’nın orta açma fırsatı bulduğunu, pasa dahil olmayan Ogün’ün final aşamasında topla buluştuğunu görüyoruz.

Göztepe adına en derin incelenmesi gereken konu ise şüphesiz rakibi karşılama düzeniydi. Bu aşamada özellikle 10 kişi kalmanın da etkisiyle ev sahibi ekibin rakibini 2. bölgede aktif karşıladığı, bu baskı kırıldıktan sonra derinde 5’li hat ile rakibine karşı koyduğunu gördük. Şimdi bu rakip karşılama düzenlerini maç içindeki kırılma anlarına göre örneklendirelim.

Maçın başlarında oyunda sayısal denge varken Göztepe’nin rakibini ön alanda 3-4-1-2 ile karşıladığını görüyoruz. Bu dilimde Göztepe ön hattı rakiplerine 1-1 baskıya çıktığını, kanat beklerinin merkeze yaklaşıp rakip beklerini riske ettiğini görüyoruz. Burada alınan risk, rakibe kurulan bir tuzak olarak da değerlendirilebilir.

Görselleri incelediğimizde Trabzonspor’un oyun kurulumunda mecburen beklere yöneldiğini, 2. bölgeye geçişlerde Göztepe’de kanat beklerinden birisinin önde rakibi karşılamak için kaldığını, uzak kanattaki bekin ise savunmayı 4’lemek için geriye döndüğünü görüyoruz.

Görselleri incelediğimizde Göztepe’nin yine rakip yarı alanda baskı kurduğunu ve 1-1 eşleştiğini görüyoruz. Trabzonspor bu baskıyı kırmak için forvetleri Banza’yı bağlantı olarak geri çekse de stoper Heliton’un rakibi takip ettiğini ve topu aldırmadığına şahit oluyoruz. İşte bu baskılar Trabzonspor’a merkezi kapattı ve üretkenliğini sınırladı.

Göztepe maçın başında kurduğu bu baskı, Trabzonspor’a karşı ciddi üstünlük kurmasına sebebiyet verirken Dennis’in kırmızı kartının bu baskıya olumsuz yansıyacağı düşünülmüştü ancak Göztepe bu baskıdan geri adım atmadı. Stoilov, kırmızı kart sonrası oyuncu değişikliğine başvurmadı ancak ön alandaki baskısını 2. bölgeye çekti ve rakibi ilk aşamada 4-4-1 gibi düzenle karşıladı. Örnek görselde Djalma orta sahayı 4’lemiş ancak Trabzon ters kanattan geldiğinde bu sefer Ogün merkezi 4’lüyor, Djalma ise beke geçiyordu.

Trabzonspor +1 kişi olmanın da avantajıyla rakip yarı sahayı daha fazla tehdit etmeyi başardı. Bu dilimlerde Göztepe kendi sahasında rakibini 5’li defans hattı, önlerinde Tijanic-Solet direnç merkezi ve ileri hatta Juan-Fofana hattı ile karşıladı.

 

Trabzonspor maçın ikinci yarısına 3 değişiklikle başladı ve sağ beke Ozan, savunma önüne Lundstram ve ileri hatta Nwakeme ve Cham gibi pas opsiyonu olabilecek oyuncularını yerleştirdi. Böyle olunca maçın ilk yarısına kıyasla Göztepe merkezinin çok daha rahat delindiğini ve konuk ekibin rakip yarı alana çok rahat yerleştiğini gördük. Örnek görselleri incelediğimizde Göztepe’nin rakibini derinde 5-2-2 düzeni ile karşılamaya devam ettiğini ancak Trabzonspor’un rakip yarı sahaya rahat yerleşip pas opsiyonları bulduğuna, Göztepe’nin bek-stoper arkasının işlenip merkeze çıkarılan toplarla pozisyon bulduğuna şahit olduk. Zaten bu örnek 2 görsel de Trabzonspor’a bir net pozisyon bir de penaltı kazandırdı.

Wyscout verilerini tekrar incelediğimizde Trabzonspor’un maçın ikinci yarısında pas isabet oranının merkezde kurulan bağlantılar sayesinde dikkat çekici şekilde yükseldiğini görüyoruz. Ayrıca Trabzonspor’un kilit paslarını incelediğimizde bu pasların bek-stoper aralarından merkeze çıkarılan toplar olduğunu desteklemiş oluyoruz.

Trabzonspor’un ikinci yarının ilk 15 dakikasında Göztepe’nin bu baskısını rahat kırması, Stoilov’u yeni bir çözüm arayışına itti ve Bulgar teknik adam forvetlerini oyundan alarak Ahmed ve Matsuki gibi iki orta sahayı oyuna sürdü. Böylece Ahmed ile merkez baskısını arttırıp Matsuki’yi de bağlantı olarak kullanmak amaçlandı. Örnek görselleri incelediğimizde Göztepe’nin rakip karşılama düzenini 5-3-1’e döndürdüğünü ve rakibin merkezde kurduğu bağlantılara karşı +1 sayısal ekleme yaptığını görüyoruz.

Göztepe set hücumlarında çok başarılı bir takım değil. Rakip kaleye olabildiğince hızlı inmeyi öncelik alan bir takım. Bu durum top kayıplarını da arttıran bir durum. Bu nedenle Stoilov’un en önem verdiği konulardan birisi de geçiş savunmalarının başarısı.

Örnek görseli incelediğimizde Göztepe’nin top kaybı sonrası Trabzon’un top kazanmak üzerine olduğunu görüyoruz. İşte bu noktada tüm Göztepe oyuncuları topun çevresindeki rakip oyunculara yakın olarak topun kullanımını engellemek istiyor. Örnek görselde de Trabzonspor’lu oyuncu topu kullanmak üzereyken Solet baskıya çıkıyor ve topu kazanıyor. Solet’in yaptığı bu geçiş savunması, devamında Göztepe adına geçiş hücumu doğuruyor ve aksiyonun başında bulunan Solet final anında da pozisyona giriyor. Geçiş savunmasındaki bu başarı Stoilov’un maç içinde en keyif aldığı pozisyonlardan birisi olsa gerek.

 

Göztepe adına duran top organizasyonu dediğimizde klasikleşen taç setinden bahsetmek gerekiyor. Rakip yarı alanda korner direğine yakın gerçekleşen bu aksiyonda Djalma’nın uzun kullandığı taç atışında 2 tane uzun oyuncunun kalecinin önünde pozisyon aldığını ve aksiyon devamında burada topu aşırtarak pozisyon arayışında olduğunu görüyoruz. Örnek görseldeki bu organizasyon golle sonuçlansa da Solet’in Uğurcan ile girdiği mücadele hakem tarafından faul olarak belirlendi ve gol iptal oldu.

Göztepe’nin merkezde kullandığı serbest vuruşlarda kullandığı organizasyon ise örnek görsellerde de görüleceği üzere Djalma’yı köşeden savunma arkasına kaçırıp indireceği topla pozisyon bulmak üzerineydi. Bu örneklerde istenilen başarılamadı ama organizasyonda hep ısrar edildi.

Göztepe’nin korner organizasyonları genelde Heliton üzerine gerçekleşirdi. Ancak Koray’ın sahada olduğu maçlarda ise Koray’ın ön direğe yaptığı koşular ortaların hedefi oluyordu, bu maçta da böyle oldu. Ligin 2. haftasında Fenerbahçe’ye karşı sonuç veren bu aksiyon Trabzonspor maçında da denense de Koray kafa vuruşlarında kaleyi bulamadı.

Göztepe duran topları savunmada adam adama yerleşmeyi değil de kale önüne sıralı dizilip bu bölgede hava topunu almak isteyen bir takım. Örnek görsellerde de bu durum net şekilde kendini gösteriyor. Lakin bu duran top karşılama düzeninde rakiplerin toplara bir şekilde temas etmesi Göztepe adına düşünülmesi gereken bir nokta olarak karşımıza çıkıyor.

Göztepe 10 kişi kaldığı bir karşılaşmada sayısal olarak bir kişi eksilse de fiziksel olarak bu durumu olabildiğince sahaya yansıtmamaya çalıştı. Bu noktada maç özelinde takımı fiziksel gücü, kararlığı ve inancı maçı kazandıran en güçlü yöndü. Bu duruma ek olarak merkezdeki baskı şeması, bireysel performanslar ve kazanılan toplarla direkt hücuma çıkışlardaki başarı Göztepe adına galibiyetin en dikkat çeken yönüydü.

Göztepe temaslı oyunu seven, fiziksel üstünlüğünü hissettirmeye çalışan bir takım. Bu durum faul ve kart sayısını doğrudan etkiliyor. Bu durumun Dennis’in de oyundan atılmasına sebep olduğunu görüyoruz. Maç özelinde en büyük zaafın bu olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Trabzonspor’un merkezdeki baskıyı kırdığı dilimlerde Göztepe’nin 5’li savunma hattının yine bek-stoper arkası organizasyonlara çaresiz kalması ve çizgiye inen rakibin ceza yayı çevresine çıkardığı toplarda rakibe verilen uygun şut pozisyonları Göztepe adına kronik soruna dönüşme yolunda ilerliyor.

Göztepe lige yeni yükselmiş bir takım. Bu anlamda ligin giriş aşamasında gösterdiği performans ve genç bir takım olmasına rağmen bu denli mücadele gücü yüksek bir takım olması epey dikkat çekiyor. Samsunspor ve Eyüpspor deplasmanları dönüşü evinde kazanmayı bilmesi bu genç takımın motivasyonu ve özgüveni açısından önemliydi. Ayrıca Trabzonspor gibi yüksek bütçeli ve Avrupa yarışında olacak bir takımı 10 kişi kalmasına rağmen oyununda geri adım atmadan kazanmasını bilmesi takıma ciddi motivasyon ve özgüven katacaktır. Bu anlamda Göztepe hem kadro yapısı hem de oyun gücüyle ligde en çok takip edilecek takımlar arasında yer alan bir ekip olmayı sonuna kadar hak ediyor.

 

Muzaffer Zeyrek

 

Bu Yazıyı Paylaşabilirsin!

X
WhatsApp
LinkedIn
Telegram
Facebook

Diğer Yazılarımız

PFSA İLE FUTBOL KARİYERİNE BAŞLA

Futbolda scouting eğitimlerinde dünya devi olan PFSA’nın kursları ile futbol kariyerinizde emin adımlarla yükselin!

BİLGİ ALMAK İÇİN: