Savunma Hataları ve Hücumdaki Tıkanıklık
Beşiktaş; Tüpraş Stadyumunda Göztepe’ye 4-2 mağlup olurken, savunmadaki zaafları ve hücumdaki etkisizliğiyle taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı. Maç öncesinde ilk 11’i gördüğümde umutlanmıştım çünkü Göztepe’nin ön alan presine karşı etkili bir oyun planı ile sahada olacağımızı düşünmüştüm. Ancak sahadaki diziliş ve tercihlerin bu beklentiyi karşılamaktan uzak olduğu çok net görüldü.
Göztepe’nin Presi ve Beşiktaş’ın Yanıt Verememesi
Göztepe, 3-4-3 (veya 3-4-1-2) gibi bir formasyonla sahaya çıkan, bire bir presle rakibini hataya zorlayan bir ekip. Özellikle dörtlü savunma oynayan takımlara karşı bek ve stoper bağlantısını kesme konusunda ustalar. Aynı zamanda rakibin 6 numarasına top aldırmayarak uzun toplar oynamaya zorlamak ve bu şekilde topu geri kazanmak, bu sistemin temel taşlarından biri.
Bu tür bir baskıdan kurtulmanın en etkili yollarından biri, savunmada üçlü bir dizilişle oynayıp pas istasyonları yaratmaktır. İlk 11 açıklandığında Gabriel Paulista, Emirhan Topçu ve Felix Uduokhai üçlüsüyle bu dizilişi tercih edeceğimizi düşündüm. Ancak sahada gördüğümüz, dörtlü savunma düzeniydi.
Bu tercihin ardından Beşiktaş’ın sahada yaşadığı problemlerin başlıca nedenlerinden biri ortaya çıktı. Jonas Svensson’un merkeze yaklaşamaması nedeniyle Al-Musrati top almakta zorlandı ve geriden oyun kurma çabalarımız başarısız oldu. Emirhan Topçu ise doğal pozisyonunun dışında oynatıldığı için tamamen etkisiz kaldı.
İlk yarıda gol dışında Beşiktaş’ın organize bir hücum geliştirememesi, bu sorunların en somut göstergesiydi.
Merkezde Tıkanıklık ve Kenarlara Zorunlu Kayma
Beşiktaş, maç boyunca topa %64 oranında sahip olsa da bu üstünlük tehlikeli pozisyonlara dönüşmedi. Siyah beyazlılar, yalnızca 0.86 xG üretebildi ve bu düşük beklentinin büyük bir kısmı kenar akınlarından geldi. Merkezden yalnızca 0.05 xG üretebilmek, orta saha kurgusunun yetersizliğini açıkça ortaya koyuyor.
Sezon başında Jonas Svensson’u merkeze yaklaştırarak bu tür tıkanıklıkları aşabiliyorduk. Ancak bu maçta hem diziliş hem de kadro tercihleri nedeniyle bunu başaramadık. Gedson Fernandes ve Rafa Silva’nın birlikte merkezde oynaması topa sahip olma oyununu baltaladı. Bu iki oyuncu da topla üretim yerine; topsuz alan koşularında daha etkili olabiliyor. Ancak onları merkezde kullanmak hücum organizasyonlarımızı ciddi şekilde sınırladı.
Kadro Mühendisliği Sorunları
Beşiktaş’ın bu mağlubiyetindeki temel sorunlardan biri de kadro mühendisliğindeki yanlış tercihler. Göztepe gibi güçlü pres yapan bir takıma karşı geriden oyun kurmayı zorlaştıran bir düzenle sahaya çıkmak, hem taktiksel hem de stratejik bir hata oldu.
Sonuç olarak; Beşiktaş’ın hücumdaki çaresizliği, savunmada yapılan bireysel hatalarla birleşince ortaya bu acı tablo çıktı. Merkezden üretim yapamayan bir takımın kenarlara yönelmek zorunda kalması, çözüm değil bir çaresizlik göstergesidir. Bu mağlubiyet, sadece maç özelinde değil, Beşiktaş’ın genel yapısı hakkında da düşündürücü. Daha güçlü bir orta saha kurgusu ve taktiksel esneklik olmadan bu tarz rakiplere karşı sık sık zorlanmamız kaçınılmaz.
Beşiktaş için bu maç, sadece puan kaybı değil; aynı zamanda yapılandırma gerekliliğini işaret eden ciddi bir uyarı oldu.
Ulaş Aral