Ligde oynadığı son 2 deplasman maçından mağlubiyet ile ayrılan Göztepe, 10 kişiyle kazandığı Trabzonspor maçının galibiyetini bu sefer deplasmanda kazanacağı galibiyet ile ödüllendirmek istiyordu. İç sahadaki agresif, baskılı ve bol pozisyonlu oyununu deplasmana taşıyamayan İzmir temsilcisinin Gaziantep deplasmanında göstereceği performans şüphesiz merak konusuydu.
Gaziantep karşılaşmasına orta sahanın merkezinde bulunan Solet ve Dennis gibi 2 önemli oyuncusundan yoksun olarak hazırlanan Göztepe’de, aynı mevkide sakatlığı bulunan Doğan’ın da olmaması nedeniyle Stoilov’un özellikle orta sahadaki tercihleri merak konusuydu. Bulgar teknik adam Doğan, Dennis ve Solet gibi 3 fiziksel sertlik koyabilen oyuncularının eksikliklerinde merkezi Ahmed, Hugo ve Tijanic gibi ofansif yönleri daha güçlü, daha teknik oyuncuları ile dizayn etti. Trabzonspor maçının ilk 11’ini büyük ölçüde koruyan Stoilov, sadece bir türlü istikrarı yakalayamadığı sağ bekte değişime giderek Nazım Sangare’yi ilk 11’de başlattı.
Saha içi yerleşimleri incelediğimizde, stoper hattında yer alan Heliton ve Bokele ikilisinin Gaziantep hücum oyuncularına birebir baskı yapmaları nedeniyle daha önde topla oynadıkları, Koray’ın ise daha geride sigorta rolü gördüğünü anlıyoruz. Ayrıca forvet hattında yer alan Fofana’nın Tijanic’in yanına kadar gelip bağlantı olmaya çalışması ve Juan’ın daha önde konumlanması dikkat çeken bir başka detay olarak karşımıza çıkıyor.
Hücum Organizasyonu
Göztepe’nin pas organizasyon şemasına baktığımızda Ahmed, Tijanic ve Djalma hattında yoğunlaşma yine dikkat çekiyor. Göztepe’nin set hücumlarında en önemli gücü olan Romulo’nun yokluğu yine oyunun belli bir bölgede sıkışmasına neden olmuş ve Juan-Fofana gibi oyuncuların bu organizasyona katılmakta zorluk çektiği kendini göstermiş. Ayrıca Trabzonspor maçında sağ kanatta pasa hiç dahil olamayan Ogün yerine forma giyen Nazım’ın da pas opsiyonuna dahil olamaması Stoilov’un dikkatini çekmesi gereken bir nokta olarak karşımıza çıkıyor.
Göztepe’nin geriden oyun kurulumunda uzun toplara başvurduğu artık herkes tarafından ezbere biliniyor. Böyle durumlarda rakipler 2. Bölgede kompakt bekleyerek bu hava toplarını kazanmak ya da 2. topları toplamak istiyor. Bu anlayış da Göztepe’nin hücum organizasyonunu olumsuz yönde etkiliyor. Aşağıdaki görseli incelediğimizde Göztepe kalecisi Lis’in geriden hiç kısa pas yapmayıp sahip olduğu tüm topları uzun paslar ile değerlendirmek istediğini gösteriyor.
Geriden kısa pası tercih etmeyip uzun pası öncelik alan bir takımın da pas/isabet oranının düşük kalması bir sürpriz olmasa gerek. Göztepe’nin pas istatistiklerini incelediğimizde yine bu pas oranının düşüklüğü göze çarpıyor. Özellikle %60’lara kadar inen pas/isabet oranı Göztepe’nin set hücum organizasyonlarına ciddi engel oluyor.
İstatistikleri incelediğimizde Göztepe’nin uzun pas, ileri pas, üçüncü bölgeye pas isabetlerinde standardın çok altında kaldığını görüyoruz.
Göztepe’nin merkezde organizasyon üretememesi ve sahadaki oyuncu grubunun merkez sertliğini sağlayamaması gibi nedenler sarı kırmızılıların hücum yönünü merkezden kanada kaydırmasına neden oldu. 1 hafta önce Trabzonspor karşılaşmasında merkez sertliğinin de etkisiyle atak yoğunluğu merkez hücumları olan bir takımın yine bir deplasmanda merkezi kaybedip kanatlara yönelmesi sürpriz olmadı. Göztepe’nin her deplasmanında bu şemayı görmek artık alışkanlık oldu.
Savunma Organizasyonu
Göztepe, Gaziantep deplasmanında rakibini çoğunlukla 2. Bölgede 3-4-1-2 düzeniyle karşıladı. Aşağıdaki görselde de görüleceği üzere Tijanic-Juan-Fofana hattı merkezi kapatmış durumda, Ahmed ve Hugo ikilisi rakipleriyle birebir eşleşmişler. Göztepe bekleri ise hem rakip bek-kanat oyuncuları arasında pozisyon almış hem de merkeze yakın durarak rakibi kompakt dizilişle karşılamışlar.
Yazımızın başında da değindiğimiz üzere Göztepe, Gaziantep maçında orta sahasına sertlik katan oyunculardan yoksundu. Bu durum üzerine Stoilov merkezi 3 teknik oyuncu ile kurgulamıştı. Ancak bu tercihler Göztepe’nin alamet-i farikası olan merkez sertliği konusunda geri adım atmasına sebep oldu. Gaziantep pas şemasını incelediğimizde Göztepe’nin merkezde hiç caydırıcı olamadığını, özellikle Halil Dervişoğlu’nun da bağlantıya geldiği Gaziantep’in merkezde pas dağılımını çok başarılı bir şekilde yaptığını görüyoruz.
Yukarıdaki istatistikleri incelediğimizde Göztepe’nin ikili mücadele kazanma, sahipsiz top kazanma, hava topları kazanma vb noktalarda ligde çok iyi bir konumda olmasına karşın oyuncu grubundaki eksiklikler nedeniyle Gaziantep deplasmanında bu alanda gerileme yaşadığı dikkat çekiyor. Bu gerileme Göztepe’ye mağlubiyeti getiren en ciddi nedenler arasında sayılabilir.
Geçiş Hücumu
Göztepe topun rakipte olmasını isteyen, maç boyu rakibi baskı altında tutmak isteyen ve kazandığı toplarla da rakip kaleye hızlı inmek isteyen bir takım. Temel stratejisi olarak geçiş hücumları Göztepe adına en önemli nokta olarak karşımıza çıkıyor. Ancak geçiş hücumlarından yaralanmak için öncelikli rakibi top kaybına zorlamak, orta sahada top kazanmak ve hızlı hücuma çıkabilmek gerekiyor. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere Göztepe, Gaziantep maçı özelinde orta sahanın merkezine sertlik koyabilmiş durumda değil. Bu durum topu kazanma anlamında sorun yaratsa da sarı kırmızılılar son dönemde karar anlarında pas ve tercih hatalarını da çok yapabilen bir takıma dönüştü. Fiziksel olarak yoğun denilebilecek oyuna sahip bir takımın bu noktalarda hata yapması bir nebze anlaşılabilir ancak Gaziantep maçı özelinde oyuncu profillerinden bu pas ve tercihleri daha sağlıklı yapmasını bekleyebiliriz.
Örnek görseli incelediğimizde rakibini çizgide hapseden bir Göztepe görüyoruz. Bu baskı sonucu topu kazanan sarı kırmızılılar Juan’ı ceza yayı çevresinde topla buluşturuyor ancak Brezilyalı oyuncu şut/pas tercihi arasında kalarak pas vermede gecikiyor ve uygun durumda Djalma’yı topla buluşturamıyor.
Juan’ın yine bağlantıya geldiği bir başka örnekte Göztepe geçiş hücumuna hazırlanıyor ancak Juan 3 müsait opsiyon içerisinde pas hatası yapıyor ve Göztepe yine hücuma çıkamıyor.
Geçiş Savunma
Merkez orta sahadaki değişen oyuncu yapısının olumsuz yansıması, Göztepe’nin geçiş savunmasını da oldukça etkiledi. Rakibin geçiş hücumlarına çıkış aşamasında agresif bir baskı yaparak rakibine top hakimiyeti vermek istemeyen Göztepe, bu maç özelinde bu özelliğini hiç kullanamadı desek yeridir.
Örnek görseli incelediğimiz Göztepe, sol kanadından yaptığı hücum dönüşünde top Halil Dervişoğlu’nun yakınına düşüyor. Halil Dervişoğlu fizik olarak çok güçlü bir oyuncu olmamasına rağmen 2 Göztepeli oyuncuya üstünlük kurarak geçiş hücumunu olgunlaştırıyor ve Göztepe geride hazırlıksız yakalanıyor.
Yine bir diğer örnek görselimizde ise Göztepe rakibini çizgide sıkıştırmaya çalışıyor ancak rakibine temas kurmakta hem uzak kalıyor hem de agresif olamıyor. Gaziantep FK yine bu baskıdan çok rahat çıkarak savunmayı hazırlıksız yakalıyor.
Stoilov’un Göztepe’si fiziksel temposu ve agresifliği yüksek bir karaktere sahip. Özellikle iç saha maçlarında bu baskınlığını rakibine hissettiriyor ancak deplasmanda bu baskısının ve agresifliğinin yerini daha korumacı bir oyuna bırakıyor. Bu da takımı olabildiğince olumsuz etkiliyor. Ayrıca Göztepe geriden oyun kurulumunda çok zayıf organizasyonlara sahip. Yukarıda bahsettiğimiz üzere de kaleci Lis’in sahip olduğu tüm topları ileriye şişirmesi bunun en büyük göstergesi. Bu anlayış ve stoperlerinin rakip yarı alana çok dahil olamaması Göztepe’nin özellikle deplasman oyunlarında çok baskı yemesine neden olabiliyor. Bu anlamda gittikçe kronikleşen bu problem, sezonun devamında baş ağrıtmaya devam ettirecek gibi görünüyor.